-
1 ters yüz
обра́тная сторона́ (чего-л.)kumaşın ters yüzü — изна́ночная сторона́ тка́ни
madalyanın ters yüzü — обра́тная сторона́ меда́ли
ters yüz etmek — а) вы́вернуть наизна́нку; б) перелицева́ть
••- ters yüzüne çevirmek
- ters yüz dönmek
- ters yüzüne dönmek
- ters yüz geri dönmek
- ters yüzü geri dönmek -
2 ters yüz
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ters yüz
-
3 ters yüz çevirmek
= ters yüzüne çevirmek вы́проводить [вон], показа́ть от воро́т поворо́т -
4 ters yüz dönmek
= ters yüzüne dönmek верну́ться наза́д, поверну́ть наза́д / обра́тно -
5 ters yüz geri dönmek
= ters yüzü geri dönmek верну́ться несо́лоно хлеба́вши; уйти́ ни с чем -
6 ters yüzü geri dönmek
-
7 ters yüzüne çevirmek
-
8 ters yüzüne dönmek
-
9 yüz
грань; поверхность; лицо; лицевая сторона- dış yüz- duvar yüzü
- kabartma yüz
- ön yüz
- paralel yüz
- su yüzü
- ters yüz
- yanal yüz
- yorgan yüzüİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > yüz
См. также в других словарях:
ters yüz — zf. Gerisin geriye, ters yüzü Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ters yüz çevirmek ters yüz dönmek ters yüz etmek ters yüz geri dönmek ters yüzüne çevirmek ters yüzüne dönmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ters yüz geri dönmek — gittiği bir yerden istediğini elde edemeden dönmek Bugün hava çok sıcak, başka bir zamana bıraksak olmaz mı? Olur ya, neden olmasın deyip köyün arka tarafından ters yüz geri döndük. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ters yüz çevirmek — ters yüzüne çevirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ters yüz dönmek — ters yüzüne dönmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ters yüz etmek — 1) bir süre kullanılmış olan giysilerin içini dışına çevirmek 2) mec. işleri bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz — 1. is. 1) Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor. S. F. Abasıyanık 2) Yüzey, satıh Suyun yüzünde. 3) Kesici araçlarda ağız Bıçağın keskin yüzü. 4) Bir kumaşın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ters — 1. sf. 1) Gerekli olan duruma karşıt, zıt 2) is. Bir şeyin içe gelen yanı, arkası Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu. Ç. Altan 3) is. Kesici bir aletin kesmeyen yanı Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar. M. Ş. Esendal 4) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ters yüzü — zf. Ters yüz Satılmış ın hiddetli hiddetli çıkışması üzerine dilini yutup ters yüzü mutfağına döndü. E. E. Talu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ters yüzü geri dönmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tornistan — is., den., İt. torno stante 1) Geminin pervanesini ters yönde çevirme 2) hlk. Ters yüz etme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tornistan etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
debelenmek — nsz 1) Bir acının etkisiyle veya bir baskıdan kurtulmak için çırpınmak Polisler bu arada, kurtulmak için çırpınan ve debelenen Sadi nin ceplerini arıyorlardı. T. Buğra 2) Çırpınmak, tepinmek, kımıldamak Gözüm, yerde ters yüz edilmiş debelenen bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
tornistan etmek — den. 1) gemi geri dönmek 2) hlk. bir giyeceği ters yüz etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük